31 Ağustos 2010 Salı

askere sağlam git hastaa gel bumu vatan borcunun karşılığı

arkadaşlar eşimin dediği üzerine nette araştırma yaptım.ve resmen çıldırma durumuna geldim.askerlik vatan borcu ödenecek ama sağlam gidip hastaa dönmek mi karşılığı.bizim insanımızın canı bu kadar ucuz mu.
evet biliyorum 10 kişiden 1 bu hastalığın taşıyıcısı durumuna oluyormuş.ama toplu hayat paylaşılan asker ocağında bulaşma olasılığı çok fazlaymış.okuduklarıman öğrendiğim ölecek dereceye gelmedikten sonra taşıyıcı hasta askere alınıyor.ve terle bile bulaşan bu hastalık sağlam askerlere bulaşıyor.ay çok mu abartım.biri abarttın desin içim rahatlasın.onlar eskide kaldı filan deyin .sadece eşim değil.hiç bir sağlıkla asker vatan için borç öderken hastalanmasın.

işin komik tarafı bir kişi askerde bu hastalığı kapmış.askerliği yaptırmışlar.çıkarkende sivil haytta memur olamaz demişler.adam şimdi hem hasta hem işsiz.bu ne  ya şaka gibi.ama hiç komik değil.

bence bulaşıcı hastalığı bulunan kişiler (onlarda bizim insanımız ama toplum sağlığı daha önemli)askere alınmamalı.bu adamlar toplumun çalışanları sağlıksız bir toplum zayıf bir ülke demektir.
yanlışım varsa düzelttin .inanın çok mu olurum.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

BULAŞIK MAKİNESİ İŞKENCESİ

arkadaşlar çeyizime beko gümüş renk 3 programlı makine almıştım.aldığımdan beride pekde memnun değilim.parlatıcı ayarı bozulmuş servis geldi düzeltti.ama ben bulaşın pisini alıyorum.hanım makine öyle yıkıyor.kurumuş artığı hiç ellemiyor.resmen bulaşığı tertemiz edip koyuyorum.e bi zahmet onada deterjanlayıp durulamak kalıyor.şimdi bu makineyi aşağıda bırakıp yeni alayım diyorum.gerçi annemde makine kullanmam.al çıkar yukarı diyor.yeni alsam.ne marka model iyi yıkıyor.herkes den tavsiye istiyorum.gümüş renk olacak.buzdolabıma uysun istiyorum.ve makul fiyatlı olsun.

lütfen değerli fikirleriniiz bekliyorum.

dırdırcı kızımızı tanıyalım

hande arkadaşımız blog dünyasında henüz yeni.kendisini şöyle tanımlıyor ,
Alışveriş manyağı 3 kız kardeş arasından en çılgın ve cadı olanı her ne kadar zorlu biride olsa ailesinin ilk göz ağrısı ...
ben çok samimi bıuldum bu taze bloger arkadaşımızı. ama henüz çok arkadaş edinememiş.ayrıca tanışmak için arkadaşımızın birde hediye çekilişi var.benden kendisini tanıtmamı istedi tabi ki de bu tatlı arkaşımıza yardımcı olurum.bende çok yeniydim (hala acemi blogerim) kısa zamanda bir sürü arkadaş edindim.neyse uzatmayayım.
arkadaşımızın blogu için buraya buyrun.

bayrama askerleri bırakırlar mı acaba

arkadaşlar biliyosunuz eşim kıbrısta asker .bayram ayın eylül  9 da.eşimin çıkışı 15 eylül.acaba bayrama teskerelerini verirler mi.böyle geldiğini bildiğiniz asker oldu mu.

paşalarımız bir güzellik yaparlar mı .ümitlenmek istemiyorum ama kalbim dua ediyor.

ne dersiniz bir ümit var mı.

zafer bayramımız kutlu olsun.


bugün zafer bayramı insanın eşi asker olunca içi bir tuhaf oluyor.asker eşleri ve çocukları hep bu heyecanı yaşıyorlar mı acaba.bize bu çoşkuyu yaşatan Atamıza ve şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.mekanları cennet olsun.

böyle güzel bir kutlamayı Allah bir daha yaşatmasın.ülkem her daim özgür ve refah bir ülke olsun.


RABBİM TÜRKİYEMİN GELECEĞİNİ GEÇMİŞİNDEN DAHA PARLAK YAPSIN.

29 Ağustos 2010 Pazar

yeşil çayın tadını beğenen beriye gelsin!!!!!!!!!!!!!!!!!!

arkadaşlar bugün kendimi domates aşkına adadım.yazın boşdurulmazmış.bize annemle salça yapacağız.domatesleri doğradık.yorulduk.

sonra aşkım birtanemle netten görüştük.birtanemin 16 günü kaldı .Allahım sana şükürler olsun.

e akşam bir iftar yemeğine davetliydik.eve geldik annem çay istemedi.e bende yalnız çayı sevmem.bari yeşil çay yapayım dedim.annemde yap bari içelim dedi.

liptonun verdiği kupaya bayılarak yeşilçayını almıştım.az önce yaptık içtik.ama Allahım bu nasıl bir çay ne tat var ne birşey e dedim zaten adamalr bardakla satıyor.resmen kandırıyor.normalde almam lipton .gerçi alalı aylar oldu.kutuda duruyordu.e aldık içelim dedim ama çık zorla gitti.

arkadaşalr bunun tadını değiştirecek formülü fikri olan beri gelsin.bir kutu çay ne yapılır şimdi.

hadi değerli akılcıklarınızı bu kardeşinizle paylaşın.

unutmayın fikirler paylaştıkca değer kazanır.

herkese iyi akşamlar.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

ben bunlara bayıldım

 


aşkın dövmesi




ne sevgiymiş be

yandıkca yanıyor kalbim 

kulağımda aşk melodileri

zihnimde geçen güzel anlar

ah bir gel sevdiğim

özlemi kalem yapacağım

gözyaşlarımı mürekkep yapıp

pamuk tenine bu aşkı yeniden yazacağım.

hayatının dövmesi olacağım

ömür boyu teninde kalacağım.
kadriye y.

izlemeye almada sorun mu var.

arkadaşlar izleme almada sorun mu var.yoksa ben mi izlemeye alamıyorum.benim için dener misiniz.bir zahmet hadi cevaplarını bekliyorum.

cici seri-klasik mango mantolon

27 Ağustos 2010 Cuma

bazen kafam atıyo



bazen kafam atıyo ,kimseyi umarsayasım gelmiyor.(kızım hariç)ama öyle olmuyor.yaşıyosun paylaşıyosun.yeri geliyor yutuyorsun.kalp kırmakya grek yok.şu üçgünlük dünyada.sabır diyorsun.beterin beteri var.sağlığım yerinde keyfim yerinde diyosun.

haksızlıkları Allaha havale ediyorsun.onların yerine kendini koyuyorsun.Rabbim aynı durumlara düşürmesin diyosun.susuyorsun.

allahtan korkuyosun.nankörlük yapıp elindekilerin gitmesinden korkuyorsun.sevgiyi kaybetmekten.geriye dönememekten.vede huzurun gitmesinden korkuyosun.

söylenecek çok şey oluyor hayatta,ama kaybedeceklerin ağır basıyor.susuyorsun.

sahip olduğun herşey için şükredip ,oturuyorsun.

rahat pantolonum

26 Ağustos 2010 Perşembe

işte pantolon 1

ve yeni cicilerim 1

ah ne zahmetle çektim bu fotoları bir bilseniz.komşuya gittim.benim foto makinesinin kartı var diye onunkini bıraktım.eve geldim.kartımı taktım yok tanımadı.hadiiiiiiiii gittim tekrar kartıda aldım taktım.bu arada kızım babannesinin yatağına işemiş mi birde onu temizle.bu arada 3.kata in çık mahvoldum.neyse sonunda acele fotolat çektim sizin için.bakalım beğenecek misiniz
ışıktan dolayı siyah tunik boz gibi çıkmış.e artık aceleden ışığı ayarlayamdım.gerçekleri çok daha güzel.
kotlarımı daha sonra eklicem .malum iftar hazırlığı


kendimi mutlu ettimmmm.alış veriş yaptım


dün bizim buranın semt pazarı vardı.ben pazarları gezmeyi çok severim.seri sonu marka ürünleri getiriyorlar.dün de şansıma marka şeyler denk geldi.bir mağazanın yenilenmesi çalışması için adamlar seri sonu ürünleri getirmişler.yoksa eşim gelmeden birşeyler almayı istemiyordum.onunla hem gezip hem alış veriş yaparız istiyordum..uygun fiyata görünce dayanamadım.

süperdi herşey deli gibi alışveriş yaptım.fotograf makinem bozuk oluğundan resim ekliyemiyorum.komşumdan makinesini alınca resimleri eklicem.ama sizlerle paylaşmadan edemedim.önce üstlere bakıyodum .gözüme yantarafda duran kotlar ilişti.alıklarımı şöyle bir sıralayayım
*mangodan krem rengi kumaş pantolon-cuk diye oturdu üstüme sadece boyunu kısattıracağım.
*mangodan kot pantolon  ve inanılmaz boyu beli tam.mağazada arasam kendime göre bulamazdım.ve kot bedenimin  28-32 olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldum.
*mavi jeans amelie serisi kot 28-32 beden 
*wet wet beyaz süper bir badi.
*wet wet  kremsi renkte rahat kesim spor pantolon
*aktar marka yeşilli beyazlı yazlık elbise
*bershka marka mor uzun kollu bluz
*markasını anlayamadım .%100 pamuktan siyah tunik
*punk marka merserize elbise
*yine markasını çözemediğim gri uzun kollu bluz.

herşey istediğim gibi olunca adamla kız  kardeşini  beni mutlu etmek için gönderilmiş melekler gibi görmeye başladım.çok da ilgilendiler.kız abla bizsenin bütün paranı alacağız sanırım dedi.çok şeker bir kızdı.zaten giyinşlerinden farklı oldukları belliydi..sanırım ilk kez pazara mal getirip satıyorlardı..neyse beni çok mutlu ettiler. Allahta onların işlerini rasgetirsin.bu kadar marka ve çok uyguna bulamazdım ve de sanki benim için dikilmiş gibi..hepsine bayıldım.
herkese güzel bir gün olsun.sevgiler

25 Ağustos 2010 Çarşamba

anne dur sakın salma tut !!!!!!!!!


daha önce ki yazılarımı  takip edenler bilir 30 aylık bir kızım var.ve artık tuvalaet eğitimini tamamlamalıyız diye epey uğraştım daha önce ki aşama için buraya bakabilirsniz.çok şükür kendi söylemeye başladı.ama bir iki gündür gece altını ıslatmaya başladı.bu akşamada çamaşır toplarken kakasını yapmış.neden böyle yaptı anlamadım.seslense duyardım.sanırım oyuna daldı.

bu durumda kızsam içim den üzülüyorum.ama kızmasam bak annem kızmadı deyip yine yaparsa diye korkuyorum.aslında çişini rahatlıkla tutabiliyor.bunu öğrendik.ama sıkışınca bırakıveriyor.

geçen sabah kızım çişin var mı gel tuvalete gidelim dedim.yok çişim dedi gitmek istemedi.bende nefret ettirmemek için sıkmadım.ben yatağı toplayana kadar bir baktım anne gel bak diyor.laminatın üstüne koyvermiş hanım.
ya sabır dedim.

bugün ara araa haddi kızım çiş yapalım bak benim çişim geldi gel sende yap dedim.hanım kız ne dese bana
-anne dur sakın salma.tut tut.
gülsem mi neyapsam bilemedim.benim ona dediğimi bana satıyor hanım.

24 Ağustos 2010 Salı

kışlıklar çıkıyo




gerisi için 

buraya      tık yapınız

23 Ağustos 2010 Pazartesi

ŞIKLIK TAMAMLAYICI BİLEZİKLER.

NASIL İYİLEŞTİM?????????

aslında tam olarak iyileştim mi?sadece belirli bir dönemimi yaşıyorum bilmiyorum ama yürekten dileğim bu zor hastalıktan tamamen kurtulmak.sizlere benim ayrı bir önemli olan durumu paylaşıp devamını getirmesem olmaz diye düşündüm.

aslında iyileşme güzel bir olay ama bu yolda yürürken korkular yaşadım.acı çektim.ve bunlar beni körükledi.
en iyisi bir yandan aşamaları sizlerle paylaşayım.

eşim evlenirken hasta olduğumu biliyordu.Allah razı olsun.hiç yadırgamadı.olabilir bende hasta olabilirdim yada sağlamken bende hastalanabilirim dedi.ama ailesi tam olarak bilmiyor.söylemeyi istemedi eşim.ben bilsem yeter dedi.neyse evlendik biz 3 sene bebek istemicektik ama mutlu bir evlilikte bebek isteniyor.sevdiğim adama bir bebek vermek sevgimin başka bir hediyesi olacaktı.ama ben çok düşündüm.bebeğimin sağlıksız doğma ihtimali vardı.hamile kalmadan önce çok ağladım.tevekkül edip hamile kaldım.

bu arada günde 2 hap alıyordum.depacin adlı.ilacı yan etkilerinde çeşitli sorunlar olabileceği yazıyordu.doktorum sağlıklı gebelik geçiren bir çok hastasının olduğunu söylemişti.her ay dualar ettim.her kontrolde ölüp ölüp dirildim.ama olmadı bebeğimde 4 aydan sonra anormallikler görülmeye başlandı.buraya o kötü şeyleri yazmak itemiyorum.ve bebeğimi kaybettim.Allahım bu nasıl bir acıydı.o küçük beden benim yüzümden sağlıksız oldu ve öldü.bunu kabullenmem imkansızdı.çok ağladım.hemde çok........

devletimiz sağolsun.üniversite hastanesinde her türlü araştırma yapıldı.beş kuruş vermeden .ve süpriz sonuç
bebeğimizde kromozom bozuklu çıktı.eşimden bende kan aldılar tüplerce.ve sonuç ne çıktı .bende kromozom bozukluğu varmış normalde bir çok insanda böyle durum olabilirmiş.ama ben ilaç kullandığımdan bu tetikleyici bir durum olmuş.Allahım derdim birken iki oldu.genetik bozukluk nasıl olur dedik.o sıra annem teselli için yanıma gelmişti.ondan da kan alında ve öğrendik ki bana da annemden geçmiş.ve ilaça yazıyor ailesel genetik bozukluğu ortaya çıkarırı diye.ama ben böyle bir sorun yaşamasam nerden bilecem annemden bana böyle bir sorun geçtiğini.offffffffff neyse.

ben ve eşim anne baba olmadan evlat acısı tattık.en acısı bebeğimi defin için elimize verdikleri andı.
ben bu kaar acıyı atlatmaya çalıştım.eltim senin saçlarına beyaz çıkmış daha yaşın kaç diyor.benim saçıkm beyazlamasın kimin saçı beyazlasın.

ama böyle olamaz dedim.yenilmicem Allah büyüktür dedim.ve belirli bir süre sonra tekrar hamile kalım.ama ilacı bırakmamıştım.milyonda bir gözüken şey tekrarlamaz diye düşündük.ama malesef 2.5 aylık hamişken bebeğim karnımda öldü.kürtaj oldum.hep acı çektim.eşim Allah razı olsun bana çok destek oldu.

artık pes etmeye başlıyordum.çünkü genetik üniv.hocası ya tüp bebek olacak yada böyle sürecek bilemeyiz dedi.bende sağlıklı genleri seçecekler falan filan.
eşim istememem dedi.Allah veririse öylede olur böylede dedi.ben artık evlatlık sitelerine giriyordum.nasıl edinilir filan araştırıyordum.eşim  sen ne yapıyorsun dedi.ben seni çocuk için mi sevdim.olursa seviniriz yok olmazsa kader deriz dedi.

yok olmaz olamaz ben çok istiyorum .eşime bir bebek vermek istiyorum.onun baba olsını istiyorum.
ve bir gün eşim işteyken msn yazıştık ve karar verdim dedim.
ilacı bırakacağım.bilgisayar ve tv bakmayacağım.kendimi resmen perhize alacağım dedim.söz verdim.
haapın üzerimdeki izleri yaklaşaık 2 ayda gider diye kendimi ayarladım.tabi doktoruma danıştım.oda ardık dene dedi.ilacı bırakıp 1 ay boyunca özel şeyler denedim .ve her namazımın ardından ismi azam duasını okudum.ve bir de şifa duası vardı.2 sini sürekli okudum dua ettim.

ve hamile kaldım.hep dua.perhizime uydum.aslında hap kullanmayınca kafam bile yerine geldi ilaç bende tutukluk yapıyordu.neyse uzatmayayım.
hamilelik boyunca sürekli testler.aminosentez bile oldum.ve çok şükür sonuç bebek sağlıklı.genetik sorun yok.ama bebeğimi kucağıma alıncaya kadar buna inanamadım.

şimdi her şede bir hayır vardır derler.benim 2 bebek acım ilacı bırakmama neden oldu.yoksa hayatta cesaret edip ilacı bırakamazdım. şimdi.2.5 yaşında bir kızım var.Rabbim ona ömür versin.ve sağlıklı bir kardeş nasip etsin.

uzun oldu.kusura bakmayın.hayatta hiç birşey imkansız değil.
çünkü ŞÜKÜRLER OLSUN RABBİM  VAR.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

bunları çok beğendim.

bomba gibi bir gün

bugün süper bir gün neden mi

çünkü hayatımın aşkıyla nette görüntülü görüştük.çok özledim.hiç değişmemiş biraz kilo vermiş.malum kıbrıs burdan da sıcakmış.sabır gülüm az kaldı.

eşimle görüşünce onun doğum günümde bana hediye ettiği klibi seyrederim.duygusallaşırım.seyretmeyenler için tekrar eklemek istedim.bu şarkıyla hergün bana doğum günü.

şafak 25

20 Ağustos 2010 Cuma

fikir isteyene evimin banyo dolabı


evimizin tavan yüksek olunca dolabın boyuda uzun oldu.eşim dolabı tavana kadar isteyince bir dünya dolabımız oldu.geniş bölümün arkasında havalandırma bacası olduğundan bu şekilde yan ve ön de oldu.neyse ben buna şükür dedim.
nasıl beğendiniz mi??

kızımın uykusuna giren inek duy sesimi

kızıma sabah uyandığında
-kızım rüyanda ne gördün diyorum
-inek gördüm diyor.bu uzun zamandır böyle.sabah uykusu olsun öğle uykusu olsun(uyursa tabi.)aynı cevap .

sevgili inek kızım rüyalarından git .biraz annesini babasını görsün bebeğim.sen ne hakla benim kızımın rüyalarını zabdediyorsun.

bak bu son uyarım yoksa seni rüya alemi kasabına veririm ona göre.

neden benim suçumdu

kimse hasta olmayı istemez .ve isteyerek hasta olmaz.benim de yaptığım bir hata hastalanmama sebep oldu.
ben çok fazla yemek seçerdim.yani aslında yediğim çok az yemek vardı.yemekte babamın yan tarafına oturur.onun benim ne kadar yediğimi görmesini engellerdim.abur cuburda fazla yemezdim.şimdi düşünüyorum  iyiki açlıktan ölmemişim.bu sadece bünyemin zayıf kalmasına neden oldu.

asıl neden benim tv merakımdı.çok fazla tv seyrederdim.aynı anda 2 film seyrettiğim olurdu.ve akşamları karanlıkta seyrederdim yakından hemde.bir o kanal bir o kanal.annemler 10 dan sonra  uyurdu.

ben özellikle korku ve gerilim filmlerine bayılırım.karanlıkta seyretmesi ayrı bir heyecan yapardı.o zamanlarda cuma günü özellikle alacakaranlık kuşağı vardı.hiç kaçırmazdım.tabi ben bu zevkimin bana hayatıma işleyecek bir hastalık yapacağını bilemezdim.

hastalığıma doktorlar bir neden bulamamışlardı.organik değildi.çok şükür.
neyse uzadıkca sıkmayayım sizi ve araştırdım  yıllar sonra benim hastalığıma neden olan şeyin gece karanlıkta tv seyretmem olduğunu anladım.neden diye sorarsanız.epilepsi ile ilgili yazılarda beynin karanlıkta algıladı hızlı geçişleri ip gibi belleğe doladığını ve sonra beyin bu dolumu kaldıramayıp rahatlamak için vücuda nöbet geçirttiğini okudum.

ve yeni edindiğim bilgilere göre şuan bir çok çocukda organik olmayan epilepsi hastalığı gözükmekte.nedeni .tv ve bilgisayar oyunları.özellikle hızlı hareket eden çizgi filmler,ani renk değişim olan  parlak ışıklı oyun ve çizgi filmle çok sakıncalı.ben mesela kızıma carton network açmam çok hızlı bir akışı var.

şimdi bilgisayarda fazla bakmamaya çalışıyorum.tv desen çok azalttım.ama çok şükür yendim gibi.aman nazar değmesin.artık ilaç kullanmıyorum.normalde doktorlar illa kullanmalısın diyor.ama ben öğrendimki 5 sene nöbetsiz olan hastalara ilaç bırakımı denene biliyor.ağır değilse tabi.ben bir örnek değilim kimseye ilacını bırak dediğim sanılmasın.
lütfen kimse yanlış anlamasın.benimki çok özel bir durumdu.ilaç bırakamazsam sağlıklı bir bebeğim olması nerdeyse imkansızdı.rabbimin yardımıyla bu engelide aştık.acılar yaşasamda rabbim bana sağlığımı inş.geri verdi.

19 Ağustos 2010 Perşembe

HER RAMAZAN AYNI KORKUYU YAŞIYORUM



Ramazan ayı hem güzel bir aydır benim için hem korkutucu.97 yılında yaşadığım bir ramazan gecesine buna sebep olan.hatırlamak istemediğim günlerimin başlanğıcı oldu o gece.

her ramazan gecesi gibi başladı aslında istemiyerek kalkmıştım gözümden uyky akıyordu.o gece sahur sofrasını hazırma sırası bendeydi.çay bardakları tepsiye koydum odaya götürüyordum.en son hatırladığım bu .


gözümü açtığımda ne olduğunu nerde olduğumu hatırlamakta güçlük çekiyordum.annemlere ne oldu bana dedim.
elimde bardakların olduğu tepsiyi düşürmüşüm.tabi kendimde.sonrasını pek anlatmak istemediler.(daha sonra tedavi için doktorlara anlatırken öğrendim)

gecenin bir vakti aile tanıdığı bir doktora gittik.baktı muane etti.babama en kısa zamanda özel doktora götürün dedi.biz annemin tansiyonu hariç hastalığa uzak bir aileydik.ama herşeyin ilk  ki varmış.

babamlar üniversite hastanesine özel muayeneye bölüm başkanına götürdüler ve acı gerçek
epilepsi.....

oda ne halk dili sar'a denilen hastalık .ama benim durumum farklıymış.organik bir durum değilmiş. beynim arada kısa devre yapıyor.yani dejarz olmak için vücut kendine nöbet geçirtiyormuş.

e yasaklar  başladı kafeinli herşey yasak,uykusuzluk açlık,stres yorulmak yok.

97 den beri oruç tutmuyordum.evleninceye dek.tabi arada çok ağır dönemler yaşadım.hastalıkğım ayyuka çıktığı dönemler oldu.

ailem mahvoldu.neden neden neden.beni hasta görmeye dayanımıyorlardı.rahmetli babamı başımda ağladığını bilirim.ah babacım şimdi iyi olduğumu bilmeni isterdim.

hepsi benim suçummuş baba.sen kendini hiç suçlama.sen mükemmel bir babaydın.

geçen onca senede kendimin doktoru oldum.ve acıların acısını tattım.evlat acısı.....................................

evet her ramazan ben başka havalara girerim.allahım affetsin sevinemiyorum.çünkü hep korkuyorum.acaba başım dönecekmi.bir yere yığılıp kalacakmıyım.başımımı vuracağım.ahhhhhhhhhhhh

bu hastalığım için kısa bir ön yazı oldu.aslında sizlerle paaylaşamak istediğim.çok ayrıntı var.ama 30 yaşında evli  ve çocuklu bir annenin şimdi kalkıp evişi yapması lazım.
yazcaklarım herkessi bilgilendirmek için.çünkü her an herkes epilepsi olabilirözellikle yeni nesil çocuklarmız .çünkü kendimiz buna davetiye çıkarıyoruz.
herkese sağlıkla dolu bir gün dilerim.

17 Ağustos 2010 Salı

anne bir fikrim var !


kızıma sayıları öğretmeye başladım.gerçi az buçuk biliyor.10 kadar sayıyor.ama rakamları öğretmek istedim.kartlar yaptık.ve şarkı eşliğinde tek tek rakamları tanıttım.

önce baktı gözlerini yere indirdi bıyık altından
-anne bilmiyom .dedi.sonra ayağa kalkıp

-anne bir fikrim var .diye bağırmaya başladı.şaşırıp kaldım.kızımın doğum tarihi 14 şubat 2008 duyduğunu olduğu gibi kaydediyor.şimdi bu satırları yazarken elinde oyuncak süpürgesi var evi süpürüyor kızım.

-kızım saybakalım dedim süpürgenin kapatma düğmesine bastı(pili bitti ses çıkarmıyor zaten)kapattı.sonra saymaya başladı.

Allaha çok şükür tepkilerinin hafızasının bu kadar iyi olmasına şükrediyorum.az dualar edip adak adamadım.bu konuyud a başka bir posta anlatırım uzun çünkü.

17 ağustosda İstanbuldaydım

evet aslında bahsetmek istemediğimiz acıların yaşandığı ama bahsedildikcede derslerin çıkarılacağı  bir akşamdı.

bende ablamlara İstanbula gitmiştim.zeminle birlikte 5. katta depremi çok kötü bir şiddetle hissettim.çok korktum.

yaşadığım bu olay bana elimdekilerin kıymetini ölümün tık kapı ötede olduğunu ve hayatın bu kısalığında durmam gereken yeri gösterdi.

bu acı olayda yakınlarını kaybeden tüm ülkem insanına başsağlığı diliyorum.mekanları cennet olsun.kalanlara Allahtan sabır diliyorum.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

hastalıkta ,sağlıkta ve hatta ölümde bile



http://www.muzikdinlex.com/6266/Mustafa-Ceceli-Hastalikta-Saglikta
bu şarkıyı ilk duyduğumdada çok etkilenmiştim.nette ölümde bile ayrılmayan bu çifti görünce aklıma ilk bu şarkı geldi.eşimle hep dua ederiz ölümde bile birlikte olalım diye.bilmiyorum yanlış bir dua mı.

15 Ağustos 2010 Pazar

suyun tadı hiç bu kadar lezzetli gelmemişti.

şu uzun yaz gününde yemeksiz oluyorda ah gözünü sevdiğim susuz olmuyor.iftarda yanlış olmasına rağmen ilk önce bir bardak serin (soğuk değil)su içiyorum.

ve o bir bardak serin su önce ağızımın içine hayat veriyor.boğazımdan aşağı inerken inanın buruşmuş bir çiçek nasıl yavaş yavaş açılır öyle vücudum açılıyor.hayat buluyor.

büyüklerimiz hep der
-Allahımız sularımızı almasın.

suyun tadı ne tatlıymış Yaradanıma şükür etmiyelimde ne yapalım.