4 Mart 2011 Cuma

çok alışmışız buraya-bloguma dokunma

merhaba,çok alışmışız buraya.dns ayarlarını ellemedim.belki düzelir umudum var.

2 Mart 2011 Çarşamba

1 Mart 2011 Salı

HAYAT İÇİN 3 DERS-OKUMADAN GEÇME

DERS ALMAK
ÜÇ HİKÂYE- ÜÇ DERS- BİR SÖZ
1.Hikâye
Kavak Ağacı ile Kabak
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
1.Ders: Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir.  Her işte alın teri ve emek şarttır.
2. Hikâye
En iyi Buğday
Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
2. Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.
3. Hikâye
Geleceğini biliyordum…
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi…
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…

3. Ders: Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir.

'Her sabah Afrika'da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika'da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur.'
Afrika Atasözü
Çok çalışmak, emek harcamak, güven vermek, sevmek ve paylaşmak hayatın anlamlı olmasını sağlar. Her sabah uyandığımızda bir de böyle bakalım dünyaya. Unutmayın hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün uzun olması değil, iyi olması önemlidir.
Hep sevgiyle kalın…
                                            

28 Şubat 2011 Pazartesi

UCUZA ÜRÜN SERİSİ -2-

                                               GÜNDÜZ KREMİ VE GÖZ KREMİ-İKİSİ BİRLİKTE 30TL

                                                              FONDÖTEN -10TL(satıldı)
                                                      KEPEĞE KARŞI ŞAMPUAN-5TL

saçlar ve ciltler için doğal sabunlarda son gün kaçırmayın derim.


herkese günaydın.
bugün sizlere bir alışveriş sitesi tavsiye edeceğim.katıldığım bir kamyaya ile tanıdığım bu site gerçekten güzel ürünler sunuyor
şuana kadar maillerine sadece bakıp geçiyordum.ama bu sabunları görünce hemen sipariş verdim.
ve sizlerinde faydalanmasını istedim.

.Mardinli sabuncu ustası Mehmet Dede'nin ürettiği, içeriğinde yöreden toplanan yabani fıstık, menengiç ve badem yağlarının kullanıldığı, tamamen doğal ve el yapımı olan İngiltere Prensi Charles'ın da sürekli kullandığı bu şifalı sabunlar Bedava.com üyeleri için satışa sunuluyor. hemde 3tanesi 6.9 tl.(ayrıca alışverişte seçebileceğiniz güzel hediyelerde veriyorlar.


Bu sabun 100 yıl bozulmadan kalabilir. Çünkü tamamen doğaldır.


Mardin’li sabun ustası Mehmet Dede tarafından özel olarak üretilmiştir.


Tamamen bitkisel olan bu sabunun üretiminde yabani fıstık yağı ve melengiç bitkisi kullanılmıştır. Başka hiçbir katkı maddesi veya kimyasal madde içermez.İçeriğinde kullanılan doğal yağlar cildinizi yumuşatır ve dezenfekte eder.


Saçlar için özellikle önerilen bu sabun, saçları besler ve yumuşak hale getirir. Kepeği, saç dökülmesini önler ve beyaz saçlara doğal güç vererek siyahlaşmasına neden olur.


Ürün üç adet gönderilmektedir.


sizde bu harika sabunlardan ve diğer ürünlerden faydalanmak için bu posta mail adresinizi yorum olarak bırakın.size özel davetiyenizi gönderyim.yorumları yayınlamayacağım.adresleriniz gizli kalacak

not:nette bu sabunlar için bulduğum haberi olduğu gibi yayınlıyorum.

Bıktım Sabununu Üreten Mardinli Usta

Mardinli sabun ustası Mehmet Dede’nin ürettiği bıttım sabununu dünyanın ünlüleri kullanıyor. El yapımı imalathanesinde ürettiği bıttım sabunlarını başta ABD olmak üzere, Japonya İngiltere, İspanya ve Almanya’ya ihracat eden Mardinli bıttım sabunu üreticisi Mehmet Dede İngiltere prensi Prens Charles’tan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı ABDullah Gül’e de bıttım sabunu gönderdi.
Dünyanın birçok ülkesine özel sipariş üzerine bıttım sabunu gönderen Mardin’li sabuncu ustası 38 yaşındaki Mehmet Dede, baba mesleği olarak 20 yıldan beri bu mesleği icraa ettiğini belirterek, ürettiği başta bıttım, melengiç ve defne sabunlarını dünyanın birçok ülkesine özel sipariş üzerine gönderdiğini söyledi.
Mardin’i ziyaret eden birçok ünlü kendisinin ürettiği sabunlardan sipariş verdiğini ifade eden Dede, “Mardin’i 2004 yılında ziyaret eden İngiltere Prensi Prens Charles bile bıttım sabunu aldı. Hala da İngiltere’den özel olarak sipariş edilen bıttım sabunu gönderiyorum. Prens Charles’ten sonra şimdi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhurbaşkanı ABDullah Gül’e de bıttım sabunu gönderdim. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Mardin’e gelen Japonya büyük elçiliği görevliler benden bıttım sabunu alarak ülkelerine gönderdiler. Şu sıralar birçok Arap ülkesinden yoğun bir bıtım sabunu talebi var. Özellikle Arap şeyhlerin yoğun ilgi gösterdiği bıttım sabuna olan talebi karşılamaya çalışıyoruz.” dedi
BITTIM SABUNU SAÇ DÖKÜLMESİNİ ÖNLÜYOR
Ürettiği sabunlarının hiç bir yan etkisi olmadığını belirten Dede, “Bıttım sabunu üretimi tamamıyla doğal ürünlerden oluştuğu için hiç bir yan etkisi yok. Sabunumuz Mardin’e kente gelen bütün yerli ve yabancı turistlerin aradığı ürün haline geldi. Bin bir derde deva olarak tabir edilip, herkese tavsiye edilen bıttım sabununu kendi küçük el yapımı imalathanemizde oluşturduğumuz farklı kalıplarla üretiyoruz.” diye konuştu.
Dede, “Sabun yabani fıstık (bıttım) yağı, melengiç karışımından yapılıyor. Bu iki bitki dışında kesinlikle başka katkı maddelerinin karışımı yapılmıyor. Aynı zamanda kepeği, deri dökülmelerini ve saç dökülmelerini önleyici faktöre sahip. Bıttım sabunu, bölgede ‘Botan sabunu’ olarak bilinmektedir. Sabunun asıl vatanı, Mardin Botan bölgesidir. Bu bölge, Mardin’den Şırnak’ın Cizre ilçesine kadar yayılmaktadır. Tamamıyla doğal ürünlerden üretildiği için yan etkisi bulunmuyor. Saçları besliyor ve yumuşak hale getiriyor. Saç dökülmesini önlüyor ve beyaz saçlara doğal güç vererek, siyahlaşmasına neden olmaktadır. Şu anda bıttım sabunundan sonra melengiç, badem, fıstıktan sabun üretimine geçtik. Bu ürünlerden de çok kaliteli sabunlar ürettik. 50 santimetre boyunda 40 santimetre ebadında olan bıttım sabununu üretmek için 1 hafta boyunca çalışıyorum. Yani anlaşılacağı gibi, bu sabunu üretmek, maharetin yanında sabır da gerektirir.” şeklinde konuştu.

26 Şubat 2011 Cumartesi

2.kez bu ödülü almak ayrı bir güzel.

tesbih taneleri arkadaşımından böyle bir ödül almak beni ayrı bir mutlu etti.çok teşekkürler.

25 Şubat 2011 Cuma

güneş gözlüğü arıyorum

arkadaşlar herkese hayılı cumalar
yaz gelmeden uygun fiyatlı bir güneş gözlüğü almam gerek.netten bildiğiniz bir adres varmı.yuvarlak olmayan büyük çerçeveli bir şey arıyorum.

24 Şubat 2011 Perşembe

ve işte portakal reçelim

tatmaları için annemlerede verince kavanozdan biraz eksildi.
arkadaşlar reçel yapımı için verdiğiniz fikirle için tekrar teşekkürler.nette bulduğum tarif üzerine yaptım bu reçeli.tarif
Portakal reçeli yaparken dikkat etmeniz gereken reçeli çok fazla koyultmamanız. Limonunu ekledikten 10 dakika sonra sulu gözükse bile porselen bir tabağa yada cam bir bardağa 1 damla reçel damlatın,  reçel kolay akmıyorsa kıvamı olmuş demektir. Unutmayın reçel soğudukça koyulaşır.
Sevgiler..
Malzemeler:
6 adet portakal (3 su bardağı dilimlenmiş portakal kabuğu)
4 su bardağı toz şeker
2 su bardağı su
1 su bardağı portakal suyu
yarım limon suyu
Yapılışı:
  1. Portakalların kabuklarını soyun ve küçük küçük doğrayın ve tencereye alın. Tencereye bolca su ekleyin ve 15 dakika kadar kaynatın.
  2. Kaynayan portakalların suyunu süzün ve soğumaya bırakın.
  3. Tencerede şeker, 2 subardağı su, 1 su bardağı portakal suyunu karıştırarak kaynatın.
  4. Portakalları atın ve orta ateşte koyu bir şurup kıvamı alıncaya kadar (yaklaşık 50 dakika) kaynatmaya devam edin.
  5. Koyulaşan şurubun içine yarım limon suyunu katın ve 10 dakika daha kaynatın.
  6. Reçel sıcakken kuru cam kavanozlara boşaltın, soğuduğunda kavanozların kapaklarını kapatıp, serin ve loş bir yerde saklayın.
kaynak:http://www.mutfaksirlari.com/portakal-receli.html
emeğe saygı gösterip arkadaşımızın adresinide veriyorum.teşekkürler.

23 Şubat 2011 Çarşamba

keyifle okunmak bir harika

bugünüme anlamlı bir ödüller başladım.sevgili bloger arkadaşım gutguturuna beni bu ödüle layık görmüş.teşekkür ederim.

20 Şubat 2011 Pazar

PORTAKAL REÇELİ İÇİN FİKİR VERİN

portakalın herşeyine bayılırım.özellikle reçeline bayılırım.nette bir çok tarif gördüm.ama aklıma şu soru geldi.bazı tariflerde (büyüklerimizden duydugumda bu şekilde)portakal kabuğunun turuncu kısmını bir kat rendeyle temizleyip gerisini doğrayıp kaynatıyorsun.bir tarifde hiç dışını kazımadan direk doğramış.ve kaynatmış.şimdi sizden fikir istiyorum.

kazısam mı kazımasam mı.kazımazsam acı olursa.değerli bilgilerinizi bekliyorum.